Herkese merhaba
Bir çoğunuz gibi popüler kültürü severim, herkes seviyorsa ben sevmem gibi havalara girmem.
Bu yazımda da sizlere son zamanlarda çok popüler olan bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Sizden ricam, eğer kitabı okumadıysanız bu yazıyı hiç okumayın. Çünkü birazdan kitapta geçenleri yazacağım.
Ben edebiyat eleştirmeni değilim, yanlış anlaşılmak istemem, kaldi ki Sabahattin Ali'yi eleştirecek haddi de kendimde bulmuyorum. Ben sadece bu kitap neden bu kadar popüler oldu onu bir türlü anlamadım.
Konusu bir iş arkadaşı,Raif Bey'in anılarını, tutkulu aşkını okuyor. Raif'i babası Almanya'ya gönderir, o da bir resimdeki kadına aşık olur, Bu kadın bir şekilde karşısına çıkar, aşk yaşarlar, babası ölünce Türkiye'ye dönmek zorunda kalır ve ilk baştaki mektupların arkası kesilir. 10 sene sonra kadının aslında öldüğünü ve ondan çocuğu olduğunu öğrenir.
Kitabı okurken gözlerime inanamadım, bu kadar da pısırık bir adam olmaz dedim ve sinir oldum karaktere. Madem hayatının aşkı, artık mektup gelmeyince Almanya'ya gidip duruma bir bakmak bu kadar mı zor. Kitabın en sonunda kendi çocuğu olduğunu anlayınca bile hiç bir şey yapmadı!
Kitapta eski Türkçe oldukça fazla kullanılmış, bazılarında açıklama var, ama açıklama olmayanların çoğunu da cümlenin gidişatına göre sizin kestirmeniz gerekiyor. Bazı cümleler o kadar uzun ki, cümlenin başını unutuyorsunuz.
Örnek vermek gerekirse; sayfa 57'den bir örnek vermek istiyorum:
... Daha ziyade klasiklerin yolunda yürümek istediği anlaşılan ressam kadının, hayret verecek kadar büyük bir ifade kabiliyetine malik olduğu, kendi portrelerini yapan sanatkarların çoğunda görülen "güzelleştirme" veya "inadına çirkinleştirme" temayüllerinin onda bulunmadığı söyleniyor, bir çok teknik mütaalalardan sonra nihayet tablodaki kadının, duruşu ve yüzünün ifadesi bakımından, tuhaf bir tesadüf eseri olarak, Andreas del Sarto'nun Madonna delle Arpie tablosundaki meryemana tasvirine insanı şaşırtacak kadar çok benzediği iddia ediliyor ve yarı şaka bir ifade ile bu "Kürk Mantolu Madonna" ya muvaffakiyetler temenni edilerek başka bir ressamdan bahse geçiyordu.
Daha yalın bir dille kitabın revize edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Belki ben uygun bir psikolojide okumadım ama bir çok kişinin bayıldığı bu kitabı hiç ama hiç beğenmedim.
Başka bir yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın.
Bende çok ismini duydum ama hiç, çok da önemli beri kitap gibi gelmiyordu gerçekten de oyleymis
YanıtlaSilBen yine sizi olumsuz etkilemek istemem
SilKitabı okurken aynı şeyleri düşündüm..Kesinlikle bende yanlış anlaşılmak istemem ve saygısızlık etmek de istemem ama sinir bozucuydu gerçekten.. Yani o kadar şey tesadüf etmiş. Çocuğu olduğunu anladığında bari müdahale etseydi...
YanıtlaSilSırf ben mi beğenmedim diye ekşi sözlükte yorum da okudum. Şaheser diyen de var, bizim gibi düşünen de. Okuduğunuz ve yorumunuz için çok teşekkür ederim <3
SilÇevirmen dilini çok ağır ve sıkıcı buldum yer yer bazı bölümlerde açıkcası herkesin sevdiği bu kitabı ben sevemedim diyerek zorla sonunu getirdim bu kitabın yalnız değilmişim
YanıtlaSilHayır Kermy'm bizden çok var. Neden bu kadar popüler olduğunu anlamak zor
SilBen de o kadar duydum ki artık sırf meraktan alıp okumak istiyorum
YanıtlaSilSonunu öğrendiniz, neyse belki seversiniz
Silben ortasında sıkılıp bırakmıştım kitabı tamamlamadığım için de hep üzülürüm tamamlayayım bari :-((
YanıtlaSilKitapta 35 yaşındaki bir kadın için "yaşlı kadın" denmişti. Ben de orada bırakayım dedim :) şaka bir yana yazıldığı yıllarda demek öyleymiş
Silhii ben bu kitabı çok beğenerek okumuştum bence kesinlikle yanlış zamanda okudun siricimm
YanıtlaSilNe Mutlu sana :) Adam çok ezik geldi, sinirlerimi bozdu benim
Sil