Alaçatı'lılar çok kızar kendilerinin Çeşme'li denilmesine. Bence çokta haklılar.Çünkü Çeşme ile hiç de alakası olmayan, çok sevimli eski bir Rum köyü. Eski halini ben de maalesef ki bilmiyorum ama Alaçatılılar, İstanbulluların burayı keşfetmesiyle, eski dokusunu kaybettiğini düşünüyorlar. Alaçatı merkezde deniz olduğunu düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. burası deniz kenarına yaklaşık 3 km uzakta bir yer. Deniz kenarı çok rüzgarlı olduğundan, burası rüzgar sörfü cenneti olarak adlandırılıyor. Özellikle benim gibi migren hastasıysanız ve rüzgar sörfü de yapmıyorsanız, kalacağınız yerin sahilde olmamasına özen gösterin.
Öğle saatlerinde Alaçatı'ya vardıktan sonra, hemen girişteki Alatsata Cafe'ye oturup soğuk bir bira içerken, konaklayacağımız yeri araştırmak istedik.
Alaçatı |
Alaçatı'nın dokusuna uygun çok sevimli bir yerdi. www.booking.com dan rezervasyon yaptıktan sonra otelimize eşyalarımızı bıraktık. Şehir merkezine yaklaşık 400 metre uzaklıkta, çok sevimli ve tertemiz Pervin Hanım Konağı'na yerleştik.
Alaçatı |
Alaçatı |
Alaçatı |
Ve şehir turuna çıktık. Öncelikle hafif bir öğle yemeği yiyebileceğimiz bir mekan arayışına girdik.
Alaçatı |
Godi, Camiinin tam karşısında, mezelerinin aşırı güzel olduğu bir mekan. Bütün Alaçatı mekanlarında maalesef ki "menü" bulunmuyor. nedenini biz de anlamış değiliz. Ama sonradan tatsız bir sürprizle karşılaşmak istemiyorsanız eğer mutlaka fiyat sorun derim.
Alaçatı |
Çok güzel bu mezelerden sonra, ahtapot ızgara geldi. Çok meşhur olduğunu söylediler, ama bize tadı çok tuzlu geldi, beğenmedik.Bütün bu yediklerimize 98 lira verdik. Demin söylemek istediğim buydu. 2 duble rakı, 4 meze ve ahtapot bize mecazi anlamda da tuzlu geldi.
Biraz da Alaçatı'nın huzurlu sokaklarına bakalım.
Alaçatı |
Alaçatı |
Alaçatı |
Alaçatı |
Alaçatı |
Alaçatı |
Alaçatı mavisi= huzur...
Akşam yemeği için de bir çok alternatif bulunan Alaçatı'da balık yemeden dönmek olmazdı. O akşam kalabalıktan çekemediğim mekan fotosunu, sabah çektim.
Alaçatı |
Mezeler ve balık çok lezzetliydi. burası girişteki cadde üzerinde bir yer. Biz de çok kalabalık olduğu için bir hikmeti vardır diye düşündük. İyi ki de böyle düşünüp oturmuşuz.Buraya gitmek isterseniz size tavsiyem erken gidin, yoksa yer bulmak gerçekten çok zor.
Alaçatı sakız ağaçları ile meşhur olduğu için, sakız reçeli, likörü, kurabiyesi de satılmakta. Reçelini çok istememe rağmen yiyemedim. Kocaman kavanozu da almak istemedim. Bu arada likörün şişesi 120 lira ve sakızlı kurabiyedeki sakız tadı da maalesef anlaşılamıyor. Ama buraya kadar gelmişken mutlaka damla sakızlı Türk kahvesini içmenizi öneririm.
Alaçatı |
Alaçatı |
Alaçatı |
Pazar günü, otelimizde harika bir kahvaltı yaptıktan sonra Çeşme'ye geçtik. Bu da başka bir yazının konusu olsun. Size biraz olsun bilgi verebildiysem ne mutlu bana.
Görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder