Herkese merhabalar
Atina gezimizin 1. ve 2. gününden bahsetmiştim. 3. günü de erkenden kalkıp yollara koyulduk.
Atina'da araç kullanmak istemediğimizi ve şehri yürüyerek keşfetmek istediğimizden bahsetmiştim. Monastraki meydanındaki bir yerden kahvaltı etmek için bir şeyler aldık.
seçmekte çok zorlandık
muhteşem ekmekleri
İlk durağımız Hadrian kütüphanesiydi, dün aldığımız biletlerle buraya da girilebiliyordu.
İkinci durağımız Ancient Agoraydı. Burası eski Atina'nın hem ticaret, hem politik hem de sosyalleşme merkeziymiş.
Hemen yanında da müzesi vardı. Çok ilginç ve güzel tarihi eserler vardı. Böyle müzelere gidip, eski insanların kullandığı eşyaları görmek çok ilgimi çektiğinden çok hoşuma gitti.
Eski insanların kullandığı mangal
Sol arkada parfüm şişesi, sağ öndekiler de takı seti
Hephaistos Tapınağı'na tırmanıp, Agora gezimizi bitirdik.
Tabiiki yine içeri girilmiyor
Çok sıcak olduğu ve çok yorulduğumuz için bir kahve molası verdik. Ben frappe içmeyi tercih ettim. Frappe ilk defa Selanik'te bulunmuş, buralara kadar gelmişken içmeden olmazdı. Garsona ne çeşit frappeniz var diye sorunca bir affalladı. Bizimki gibi çeşitleri yok ve su ile yapıyorlar. Eğer isterseniz süt ve şeker koyuyorlar. Çok samimi söylemek gerekirse, şurada tarifini verdiğim frappe çok daha güzeldi.
Dinlendikten sonra Kerameikos'a dışardan bakıp, bit pazarına gittik. Oraları gezdikten sonra daha önce rezervasyon yaptırdığımız ama sonra çok kötü yorumlar okuduğumuz için iptal ettirdiğimiz yer olan Omonia meydanına gittik. Hiç hoş bir yer değildi! Hemen buradan ayrılıp, buraların nişantası'sı olan Kolonaki'ye doğru yola koyulduk. Geçtiğimiz yolda Notes home diye bir dükkan ilgimi çekti ve hemen içeri daldım.
Muhteşemler değil mi
Harika ev eşyaları satan, çok güzel bir yerdi...
Ve geldik Kolonaki'ye. gerçekten dedikleri kadar varmış. İnsanların, muhitin, mekanların kalitesi birden değişiverdi.Çok acıktığımız için önce birşeyler yedik. Çok gariptir ki, buralardaki mekanlar Atina merkeze oranla daha lüks ama daha ucuz. Yanii Yunanlarda da "turisti kazıkla" mantığı tam gaz hayata geçmiş durumda.
Oturduğumuz mekanın tuvaletinden
Sıra sıra kafelerin olduğu harika bir sokak
Buraların güzel sokaklarından gezerek, Lycabettus Tepesi'ne çıktık.
Yolumuzda onyüzbin milyon tane basamak vardı. Gerçekten yorucu bir parkurdu, ama sonucu değdi. Bir füniküler yardımıyla en tepeye çıktık ve Atina'yı seyre daldık.
.
Bunun gibi 4-5 basamak kümesi çıktık
Dönerken de son bir Ermou caddesinden geçerek otelimize vardık
Balkonumuzun manzarası
Atina gezimizi böylece noktalamış olduk.Çok görmek istediğimiz müzelerin bazıları erken kapandığı için giremedik maalesef. Yunanistan'ı gezmek istiyorsanız siestaları da göz önünde bulundurmanız gerekiyor.Pireyi de görmek istememize rağmen, zamanımız kalmadığı için gidemedik.
Atina güzel bir yerdi, ama beklediğim gibi değildi maalesef. Beklentilerinizi yüksek tutmayın ve sıcakta gitmeyin.
Selanik gezimizin yazısı çok yakında blogda olacak.
Çok renkli bir gezi olmuş anlaşılan. Dilerim bizlere de görmek ve kulağını çınlatmak nasip olur... :)
YanıtlaSilinşallah hep birlikte ^.^
SilTürk esintileri dikkatimi çekti
YanıtlaSilçok haklısınız, dile kolay 400 yıl egemenliğimiz altında kalmışlar
Sil