15 Ocak 2016 Cuma

Sakız Adası


Herkese merhaba

Aralık ayı sonunda, eşimin yıllık izni olduğu için Çeşme'ye gittik. Daha önce çok istememize rağmen bir türlü gidemediğimiz Sakız Adası'na da günü birlik gidelim dedik.

Çeşmeden buraya 3 farklı feribot firmasıyla geçmek mümkün. 45 dakika ve 20 dakikada Sakız adasına geçebiliyorsunuz.

Özellikle İzmirlilerin hafta sonu için bile kolaylıkla gidebilecekleri bir yer. Eğer vizeniz yoksa, kapı vizesi de alınabilir.

Sakız Adası'na günü birlik geldiğimiz için özellikle güneyi gezmek istedik ve bunun için araba kiraladık. Yerler birbirine çok yakın olduğu için araba kiralamak en mantıklısı.

Feribottan indikten hemen sonra, karşı tarafında bir yığın araba kiralama şirketi var. Biz Chios Economy şirketinden kiraladık ama eşim hiç memnun kalmadı. Okuyucularına da mutlaka belirt dedi.

Arabayı aldığımız gibi ilk olarak Armolia köyüne gittik. Burası seramik atölyeleri ile meşhur bir yer, her yerde hediyelik eşya dükkanları var. Hemen giriştekine daldık. Orası da en meşhur dükkanıymış.



Yunan insanı ikramı çok seviyorlar, hemen sakız şekeri, likörü o sırada ikramlık ne varsa veriyorlar. Açıkçası ben de kendimi almak zorunda hissediyorum. Aslında güzel bir pazarlama tekniği.



Bu dükkanda seramik olduğu kadar sakızdan yapılmış kozmetikler, reçeller, likörler de var.


 Ürünlerin hepsi el emeği

Kasanın yanında Türkçe Yunaca diyalog kitabı da var. sadece Türklerin geldiği yerler olduğu için buradaki satıcılar çat pat Türkçe biliyorlar.


 Aynı yerde hem boyamasını yapıyor, hem de satışını.



 Adayla ilgili çok ilginç bir durum var. Damla sakızından (burada mastik deniyor) her şey yapılmış bir tek kahvelerine koymuyorlar. Halbuki bizim damla sakızlı Türk kahvemiz ne kadar lezzetli.

2. Durağımız Pirgi Köyü oldu. Bu köyün özelliği Ksista denilen geleneksel süsleme sanatıyla yapılmış evlerdir. Siyah beyaz geometrik şekilli evler inanılmaz güzel görünmekte.



 Sokakları çok dar ve evler birbirine çok yakın.


 Balkonların altındaki çiçekler şans için yapılıyormuş.


 Çok yaşlı nüfusa sahip



 Prigi'nin kedileri



3.durağımız Mesta Köyü oldu. Ortaçağdan kalma bu sevimli köyde evler bitişik, hiç aralık yok.

Eski zamanlarda bir kale görevi görüyormuş. Sokakları da labirent gibi.  Korsanlar damla sakızı çalmak için gelince, köyün merkezindeki damla sakızlarına ulaşamıyorlarmış.



 Köyün dışından evler


 Köy yolları





 Ne kadar sevimli bir poz verdiğinin farkında değil


 Köyün meydanı, ertesi gün noeldi. Onun için hazırlık yapmışlar.




 Mesta Limanı

Şehir merkezine döndük, karnımız çok acıktığı için bir taverna aramaya koyulduk. burada taverna müzikli değil, sadece yemek yenilen yer demek.

İlk önce sahilde, tam ortada bir yere oturduk, ama 15-20 dakika oturmamıza rağmen, haber verdiğimiz halde kimse bizimle ilgilenmedi. Oradan kalktık ki iyi ki kalkmışız, Liman'a yakın Tzivaeri isimli bir tavernaya gittik.

Adanın sakızı olduğu kadar ahtapotu da çok meşhurmuş. Hemen bir Yunan Salatası sipariş ettik.



Kalamar yemeği çok sevdiğimiz için kalamar istedik. Porisyonun büyüklüğüne bakar mısınız, sanırım 3 tane mürekkep balığı vardı.
 Yunanistanda olduğu gibi burada da tarator sosuyla servis edilmiyor. Çok lezzetliydi. Yağda kızarmasına rağmen çok ama çok hafifti.


 Meşhur ahtapotu bu şekilde geldi. Bana çok sert geldi ama eşim bayıldı, bir güzel yedi.


 Bu da kabak salatasıymış. (Üstündeki haşlanmış koyu yeşil otların ne olduğunu bilen varsa söylesin lütfen.)


 Sahil caddesi


Burası da mağazaların olduğu çarşısı. Yunanistan gezimizde Hondos Center'ı keşfetmiştim. Buraya kadar gelmişken bir gireyim dedim. 

Eskiden sakız çiğnemek varlık göstergesiymiş. Sakız sadece Sakız Adasında yetişiyormuş.  Eskinin zenginleri sakız adasından özel olarak sakız getirtirlermiş. Benim bildiğim Çeşme'de de yetişiyor, belki eskiden bunun ticareti yapılmazdı.  Gerçi şimdi de sayısı o kadar azmış ki, insanlar ağaç yerine, sadece yazlık dikmeyi biliyorlar.

Bizim için dolu dolu, çok keyifli bir gündü. umarım siz de zevkle okursunuz.

Başka bir yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın.


Diğer Yunanistan yazılarım için:

6 yorum:

  1. Otlar kayakoruguna benziyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. araştırdım ama hiç net bir foto bulamadım nette :/

      Sil
  2. sakız likörünü çok severim ben de olsam alırdım yani :-)) yemekler özellikle de ahtapot harika görünüyor sert olması belki de pişirme şeklindendir..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar yakmasalardı iyidi aslında :) sakız likörü türk kahvesinin kankası oldu bizde <3

      Sil
  3. Ahh ahh yunan adalarını gezmek en büyük hayalim.Özellikle santorini.Ama sakız adası da çok güzelmiş :) Kendime şimdi öyle kızdım ki geçen sene çeşmeye gittiğimizde hiç aklımıza gelmemiş sakız adasına gitmek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burasını pek yurtdışı gibi düşünmeyin. Santoriniye her türlü turist gelirken burada sırf Türk var. Bizim uzun zamandır istediğimiz bir geziydi, denk geldi :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...